İnşikak Suresi
İnşikak Suresi ismini birinci ayetteki “inşakka” fiilinin mastarı olan “İnşikâk” kelimesinden almıştır. İnşikak Suresi İnfitâr Suresi’nden sonra, Rûm Suresi’nden önce Mekke’de inmiştir. Kıyametin kopması ve sonrasında gerçekleşecek hesap ile ilgili olan İnşikak Suresi meali sık sık aratılıyor.
İnşikak Suresi Arapça Okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim
1.İzessemaunşakkat.
2.Ve ezinet lirabbiha ve hukkat.
3.Ve izel’ardu muddet.
4.Ve elkat ma fiyha ve tehallet.
5.Ve ezinet lirabbiha ve hukkat.
6.Ya eyyuhel’insanu inneke kadihun ila rabbike kedhan femulakıyhi.
7.Femma men utiye kitabehu biyemiynihi.
8.Fesevfe yuhasebu hısaben yesiyren.
9.Ve yenkalibu ila ehlihi mesruren.
10.Ve emma men utiye kitabehu verae zahrihi.
11.Fesevfe yed’u suburen.
12.Ve yasla se’ıyren.
13.İnnehu kane fiy ehlihi mesruren.
14.İnnehu zanne en len yehure.
15.Bela inne rabbehu kane bihi basıyren.
16.Fela uksimü bişşefekı.
17.Velleyli ve ma veseka.
18.Velkameri izetteseka.
19.Leterkebunne tabekan ‘an tabekın.
20.Femalehum la yu’minune.
21.Ve iza kurie ‘aleyhimülkur’anu la yescudune.
22.Belilleziyne keferu yukezzibune.
23.Vallahu a’lemu bima yu’une.
24.Febeşşirhüm bi’azabin eliymin.
25.İllelleziyne amenu ve ‘amilussalihati lehum erun gayru memnunin.
İnşikak Suresi Türkçe Meali
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
1.Gökyarıldığında
2.ve Rabbini dinleyip haklandığında,
3.yer uzatılıp dümdüz edildiğinde
4.ve içindekileri dışa atıp tamamen boşaldığında,
5.ve Rabbini dinleyip haklandığında,
6.ey insan, sen gerçekten Rabbine doğru çaba üstüne çaba gösterir, sonra da O’na varırsın!
7.O zaman kitabı sağ eline verilen,
8.kolay bir hesaba tabi tutulur
9.ve ailesine sevinçli olarak döner.
10.Ama kitabı arkasından verilen ise,
11.Helak diye çağırır
12.ve alevli ateşe yaslanır.
13.Çünkü o, ailesi içinde sevinçliydi.
14.Çünkü o, hiç inkılap görmeyecek (bu durumunun asla değişmeyeceğini) sanmıştı.
15.Hayır, çünkü Rabbi , onu gözetiyordu.
16.Şimdi yemin ederim ,o şafağa,
17.geceye ve derlediğine,
18.ve derlendiğinde (dolunay haline geldiğinde) o aya ki,
19.sizler binip binip tabakadan tabakaya (halden hale) geçeceksiniz!
20.O halde onlara ne oluyor ki, iman etmezler.
21.Karşılarında Kur’an okunduğu zaman secde etmezler?
22.Hatta o küfredenler yalan derler!
23.Oysa Allah, içlerindekini biliyor.
24.Onun için onlara acı bir azap müjdele!
25.Ancak iman edip iyi işler yapanlar başka; onlara tükenmez bir mükafat vardır!
İnşikak Suresi Faziletleri
Hz. Peygamber’in bir gün Alak sûresinin, “Secde et ve yaklaş” meâlindeki son âyetini okuduktan sonra secde etmesi üzerine yanında bulunanların da secde ettikleri, bu durumu gören Kureyşliler’in el çırpıp ıslık çalmaları üzerine İnşikāk sûresinin, “Kendilerine Kur’an okunduğu zaman secde etmiyorlar” meâlindeki âyetinin nâzil olduğu nakledilmektedir (Fahreddin er-Râzî, XXXI, 112). Ayrıca Ebû Hüreyre’nin namazda bu sûreyi okuyup aynı âyete gelince secde ettiği ve Resûlullah’ın da aynı şeyi yaptığını belirttiği (Buhârî, “Sücûdü’l-Ḳurʾân”, 7; Müslim, “Mesâcid”, 110-111), Hz. Peygamber’in bu sûrede yer alan kıyamet sahnelerinin dehşetine işaret ederek, “Kıyamet gününü bizzat gözleriyle görmek isteyen kimse ize’ş-şemsü küvvirat (Tekvîr), ize’s-semâün fetarat (İnfitâr) ve ize’s-semâün şekkat (İnşikāk) sûrelerini okusun” dediği (Tirmizî, “Tefsîr”, 81) rivayet edilmiştir.
İnşikak Suresi Meali
İnşikak Suresi, Kur’ân-ı Kerîm’in seksen dördüncü suresidir. Mekke’de indirilen ve 25 ayette oluşan surenin içeriğinde diğer surelerde olduğu gibi çok önemli konular ele alınmıştır. Kıyametin kopması ve ardından gerçekleşecek hesap vakti anlatılmıştır. İnsanların iman ve amellerine göre yargılanacağına vurgu yapılmıştır.
Senin kalbini açıp genişletmedik mi?” diye çevirdiğimiz 1. âyetteki “şerh-i sadr” kavramını Râgıb el-İsfahânî, “kalbin ilâhî bir nur ile Allah tarafından bir huzur ve sükûnet, bir rahatlık ile genişletilmesi” şeklinde açıklamıştır (el-Müfredât, “şrh” md.). Hz. Peygamber’in kalbinin açılıp genişletilmesi ifadesini, Zümer sûresinin 22. âyeti de dikkate alındığında, onun beşerî idrak kapasitesinin vahiy ile arttırıldığına ve âzami seviyeye çıkarıldığına işaret olarak anlamak uygun olur. Müfessirler bunu, ona indirilen vahyi anlaması, koruması ve peygamberlik görevini yerine getirebilmesi için kendisine verilmiş olan zihin açıklığı, mâneviyat yüksekliği gibi mânalarla da açıklamışlardır. Bazı müfessirler ise Duhâ sûresinin devamı mahiyetinde olan bu âyetlerde, bir süre ara verilmiş olan vahyin yeniden başlamasıyla Hz. Peygamber’in mâneviyatının güçlendirildiğine değinildiği kanaatindedir.
2 ve 3. âyetlerde, Resûlullah’ın belini büktüğü bildirilen “yükün kaldırılması”ndan maksadın ne olduğu konusunda değişik açıklamalar yapılmıştır (bk. Râzî, XXXII, 4-5). Bize göre Allah’ın bir lütuf olarak onun omuzlarından kaldırdığı yük iki şekilde açıklanabilir: a) Arasında yaşadığı topluluğun inanç ve ahlâk yönünden içine düştüğü durumdan dolayı duyduğu ıstırabın, Allah’ın kendisini vahye mazhar kılıp kalbine ümit ve ferahlık vermesi suretiyle dindirilmesi veya hafifletilmesi; b) Tevhid inancını ve insan ilişkilerinde adalet, dürüstlük, merhamet, iyilikte yardımlaşma gibi erdemleri hâkim kılma mücadelesinde birçok ilâhî destek ve inayete mazhar kılınması.