Lokman Suresi
Kur’an-ı Kerim’in otuz birinci suresidir. Mekke döneminde nazil olan Lokman Suresi, 34 ayetten oluşmuştur. Adını 12. ve 13. ayetlerde yer alan Hz. Lokman’dan edinmiştir. Hz. Lokman’ın oğluna verdiği öğütler çerçevesinde öldükten sonra dirilme, tevhid, peygamberlik ve haşr konularına vurgu yapılmıştır.
Lokman Suresi
Lokman Suresi
Lokman Suresi
Lokman Suresi Arapça Okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim
1.Elif lam mın
2.Tilke ayatül kitabil hakım
3.Hüdev ve rahmetel lil muhsinın
4.Ellezıne yükıymunes salate ve yü’tunez zekate ve hüm bil ahırati hüm yukınun
5.Ülaike ala hüdem mir rabbihim ve ülaike hümül müflihun
6.Ve minen nasi mey yeşterı lehvel hadısi li yüdılle an sebılillahi bi ğayri ılmiv ve yettehızeha hüzüva ülaike lehüm azabüm mühın
7.Ve iza tütla aleyhi ayatüna vella müstekbiran ke el lem yesma’ha keenne fı üzüneyhi vakra fe beşşirhü bi azabin elım
8.İnnellezıne amenu ve amilus salihati lehüm cennatün neıym
9.Halidıne fıha va’dellahi hakka ve hüvel azızül hakım
10.Halekas semavati bi ğayri amedin teravneha ve elka fil erdı ravasiye en temıde biküm ve besse fıha min külli dabbeh ve enzelna mines semai maen fe embetna fıha min külli zevcin kerım
11.Haza halkullahi fe erunı maza halekallezıne min dunih beliz zalimune fı dalalim mübın
12.Ve le kad ateyna lukmanel hıkmete enişkür lillah ve mey yeşkür fe innema yeşküru li nefsih ve men kefera fe innellahe ğayniyyün hamıd
13.Ve iz kale lukmanü libnihı ve hüve yeızuhu ya büneyye la tüşrik billah inneş şirke le zulmün azıym
14.Ve vessaynel insane bi valideyh hamelethü ümmühu vehnen ala vehniv ve fisalühu fı ameyni enişkür lı ve li valideyk ileyyel mesıyr
15.Ve in cahedake ala en tüşrike bı ma leyse leke bihı ilmün fe la tütı’hüma ve sahıbhüma fid dünya ma’rufev vettebı’ sebıle men enabe ileyy sümme ileyye merciuküm fe ünebbiüküm bima küntüm ta’melun
16.Ya büneyye inneha in tekü miskale habbetim min hardelin fe tekün fı sahratin ev fis semavati ev fil erdı ye’ti bihellah innellahe latıyfün habır
17.Ya büneyye ekımıs salate ve’mur bil ma’rufi venhe anil münkeri vasbir ala ma esabek inne zalike min azmil ümur
18.Ve la tüsa’ır haddeke lin nasi ve la temşi fil erdı meraha innellahe la yühıbbü külle muhtalin fehur
19.Vaksıd fı meşyike vağdud min savtik inne emreral asvati le savtül hamır
20.E lem terav ennellahe sehhara leküm ma fis semavati ve ma fil erdı ve esbeğa aleyküm niamehu zahiratev ve batıneh ve minen nasi mey yücadilü fillahi bi ğayri ılmiv ve la hüdev ve la kitabim münır
21.Ve iza kıyle lehümüt tebiu ma enzellellahü kalu bel nettebiu ma vecedna aleyhi abaena e ve lev kaneş şeytanü yed’uhüm ila azabis seıyr
22.Ve mey yüslim vechehu ilellahi ve hüve muhsinün fe kadistemseke bil urvetil vüska ve ilellahi akıbetül ümur
23.Ve men kefera fe la yahzünke küfruh ileyna merciuhüm fe nünebbiühüm bima amilu innellahe alımüm bizatis sudur
24.Nümettiuhüm kalılen sümme nadtarruhüm ila azabin ğalıyz
25.Ve lein seeltehüm men halekas semavati vel erda le yekulünnellah kulil hamdü lillah bel ekseruhüm la ya’lemun
26.Lillahi ma fis semavati vel ard innellahe hüvel ğaniyyül hamıd
27.Ve lev enne ma fil erdı min şeceratin aklamüv vel bahru yemüddühu min ba’dihı seb’atü ebhurim ma nefidet kelematüllah innellahe azızün hakım
28.Ma halkuküm ve la ba’süküm illa ke nefsiv vahıdeh innellahe semıum basıyr
29.E lem tera ennellahe yulicül leyle fin nehari ve yulicün nehara fil leyli ve sehhareş şemsi vel kamera küllüy yecrı ila ecelim müssemmev ve ennellahe ve ma ta’melune habır
30.Zalike bi ennellahe hüvel hakku ve enne ma yed’ une min dunihil batılü ve ennellahe hüvel aliyyül kebır
31.E lem tera ennel fülke tecrı fil bahri bi nı’metillahi li yüriyeküm min ayatih inne fı zalike le ayatil li külli sabbarin şekur
32.Ve iza ğaşiyehüm mevcün kez zuleli deavüllahe muhlisıyne lehüd dın felemma neccahüm ilel berri fe minhüm muktesıd ve ma yechadü bi ayatina illa küllü hattarin kefur
33.Ya eyyühen nasütteku rabbeküm vahşev yevmel la yezı validün av veledihı ve la meludün hüve cazin av validihı şey’a inne va’dellahi hakkun fe la teğurranekümül hayatüd dünya ve la yeğurraneküm billahül ğarur
34.İnnellahe ındehu ılmüs saahve yünezzilül ğays ve ya’lemü ma fil erham ve ma tedrı nefsüm maza teksibü ğada ve ma tedrı nefsüm bi eyyi erdın temut innellahe alimün habır.
Lokman Suresi
Lokman Suresi Türkçe Anlamı
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
1.Elif, Lam, Mim.
2.Bunlar, sana (gönderilen) o hikmetli Kitab’ın ayetleridir,
3.doğru yolu göstermek ve rahmet olmak üzere o güzellik yapan kimselere
4.ki (onlar) namazı kılar, zekatı verirler, ahirete de kesin inanç edinirler.
5.İşte bunlar, Rableri tarafından bir hidayet üzeredirler, o kurtuluşa erenler işte bunlardır.
6.Bayağı insanlardan kimi de vardır ki, bilmeyerek Allah yolundan saptırmak ve onu alaya almak için laf eğlencesi satın alırlar, işte bunlara alçaltıcı bir azap vardır.
7.Karşısında ayetlerimiz okunduğu zaman da sanki onları işitmemiş, sanki kulaklarında bir ağırlık varmış gibi kibirlenerek ensesini döner. Sen de onu acı bir azap ile müjdele!
8.Fakat, iman edip de iyi işler yapanlar, şüphesiz onlara Naim cennetleri vardır,
9.Allah’ın hak sözü olarak içlerinde ebedi kalmak üzere! O, pek güçlü ve hakimdir.
10.O gökleri direksiz yarattı, onları görüyorsunuz. Yeryüzüne de sizi çalkalar diye ağır baskılar bıraktı ve orada herbir hayvandan üretti. Hem gökten bir su indirdik de orada her hoş çeşitten yetiştirdik.
11.İşte bu Allah’ın yarattığıdır. Haydi gösterin bana O’ndan başkaları ne yaratmıştır? Fakat o zalimler, apaçık şaşkınlık içindedirler.
12.-Andolsun ki, Lokman’a “Allah’a şükret!” diye hikmet verdik; kim şükrederse kendi iyiliğine eder; kim de nankörlük ederse, muhakkak Allah herşeyden müstağnidir, övülmeye layıktır.
13.Hani Lokman da oğluna öğüt vererek demişti: “Yavrum! Allah’a ortak koşma; çünkü ortak koşmak büyük bir zulümdür!
14.Gerçi insana anasına, babasına (itaat etmeyi) de tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflıkla taşıdı. (Onun) sütten ayrılması da iki yıl içindedir. Bana ve anana-babana şükret diye de (tavsiye ettik). Dönüş ancak Banadır.
15.Bununla beraber her ikisi de sana hakkında hiçbir bilgin olmayan hiçi Bana ortak koşturmaya uğraşırlarsa, o vakit onlara itaat etme;onlara dünyada maruf surette iyi ve nazik davran;Bana yüz tutanın yolunu tut; sonra dönüp Bana geleceksiniz; Ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim.
16.”Yavrum, haberin olsun ki, yaptığın bir hardal tanesi tartısı olsa da bir kaya içinde veya göklerde yahut yerin dibinde gizlense Allah onu getirir, mizanına koyar. Çünkü Allah en ince şeyleri bilen, herşeyden haberi olandır.
17.Yavrum namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Basma gelene sabret, çünkü bunlar azmi gerektiren işlerdendir.
18.Hem insanlara karşı avurdunu şişirme (böbürlenme), yeryüzünde çalımla yürüme! Çünkü Allah övüngen kurulganın hiçbirini (kendini beğenen hiçbir kimseyi) sevmez.
19.Gidişinde mutedil ol, (konuşurken) sesini pesden al (alçalt), çünkü seslerin en beti (çirkini) elbette eşeklerin sesidir.
20.Görmediniz mi Allah zülcelal göklerde ve yerde ne varsa, hepsini sizin emrinize vermiş, açık ve gizli olarak nimetlerini üzerinize yağdırmaktadır. Bununla beraber insanlar içinde kimi de var ki, ne bir ilme, ne bir mürşide, ne de aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında mücadele ediyor.
21.Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiği zaman : “Hayır biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa onun ardınca gideriz.” diyorlar. Ya şeytan onları kızgın alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse de mi?
22.Oysa her kim özü güzel olarak yüzünü tertemiz Allah’a tutarsa, o gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır. Öyle ya bütün işlerin akibeti Allah’a dayanır.
23.Kim de inkar ederse, artık onun inkarı seni üzmesin! Onlar dönüp Bize gelecekler, o zaman Biz onlara bütün yaptıklarını haber vereceğiz. Muhakkak Allah bütün sinelerin neler sakladığını bilir.
24.Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini korkunç bir azaba mahkum ederiz.
25.Andolsun ki onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan mutlaka “Allah” diyecekler. De ki: “Hamdolsun Allah’a” Fakat pek çokları bilmezler.
26.Göklerde ve yerde ne varsa (hepsi) Allah’ındır. Gerçekten Allah herşeyden müstağni, övülmeye layıktır.
27.Eğer yeryüzündeki ağaçlar hep kalem olsa, deniz de mürekkep, arkasından da yedi deniz (mürekkep olup kendisine katılsa) Allah’ın sözleri tükenmez. Gerçekten Allah, çok güçlüdür, hikmet sahibidir.
28.Sizin yaratılmanız da (tekrar) diriltilmeniz de ancak bir tek kişinin yaratılması ve diriltilmesi gibidir; muhakkak Allah, işitendir, bilendir.
29.Görmedin mi Allah geceyi gündüze sokuyor gündüzü de geceye sokuyor. Güneş ile ayı da emrine amade kılmış. Herbiri belirli süreye doğru akıp gidiyor. Gerçekten Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
30.Bu şundan: Allah, gerçeğin ta kendisidir. O’ndan başka çağırdıklarınız hep batıldır. Ve gerçekten, Allah, tek yüksek, tek büyük olan O’dur.
31.Size ayetlerinden (delillerinden) göstermek için Allah’ın lütfuyla gemilerin denizde akışına baksana! Şüphesiz ki bunda pek sabırlı ve çok sükunu olanlar için bir çok ibretler vardır.
32.Onları kara bulutlar gibi bir dalga sardığı zaman, dini yalnız kendisine has kılarak Allah’a yalvarırlar. Sonra karaya çıkardığı zaman içlerinden doğru giden de bulunur. Bizim ayetlerimize ancak gaddar, nankör olanlar çıfıtlık eder.
33.Ey insanlar, Rabbinizden korkun ve öyle bir günü sayın (öyle bir günden ürperti duyun) ki, baba, çocuğundan (taraf) birşey ödeyemez; evlat da babasından taraf birşey ödeyecek değildir. Muhakkak Allah’ın va’di gerçektir. O halde sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve sakın o mağrur (şeytan) sizi Allah(‘ın affın)a güvendir(erek aldatıp cehenneme sürükle) mesin!
34.Muhakkak Allah; evet kıyamete (dair) bilgi sadece O’nun yanındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde ne var O bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilemez. Şüphesiz ki Allah herşeyi bilir, herşeyden haberdardır.