Blog Postları

Diyanet Rüya Tabirleri > News > Sureler > 61. Vakıa Suresi
Vakıa Suresi

61. Vakıa Suresi

Vakıa Suresi

Vakıa Suresi, Kur’an-ı Kerim’de yer alan en uzun surelerdendir. Adını ilk ayette geçen ‘vakıa’ kelimesinden almıştır. Mekke döneminde nazil olan Vakıa Suresi 96 ayettir. Uzun bir sure olması sebebiyle ezbere okunması zordur. Vakıa Suresi okunuşu da bu nedenle sıkça araştırılan dualardan birisi olarak dikkat çeker.

Vakıa Suresi

vakia
61. Vakıa Suresi 3


Vakıa Suresi

Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Arapça Okunuşu

Bismillahirrahmanirrahim

1. İżâ veka’ati-lvâki’a(tu)

2. Leyse livak’atihâ kâżibe(tun)

3. Ḣâfidatun râfi’a(tun)

4. İżâ rucceti-l-ardu raccâ(n)

5. Ve busseti-lcibâlu bessâ(n)

6. Fekânet hebâen munbeśśâ(n)

7. Ve kuntum ezvâcen śelâśe(ten)

8. Fe-ashâbu-lmeymeneti mâ ashâbu-lmeymene(ti)

9. Ve ashâbu-lmeş-emeti mâ ashâbu-lmeş-eme(ti)

10. Ve-ssâbikûne-ssâbikûn(e)

11. Ulâ-ike-lmukarrabûn(e)

12. Fî cennâti-nna’îm(i)

13. Śulletun mine-l-evvelîn(e)

14. Ve kalîlun mine-l-âḣirîn(e)

15. ‘Alâ sururin mevdûne(tin)

16. Mutteki-îne ‘aleyhâ mutekâbilîn(e)

17. Yatûfu ‘aleyhim vildânun muḣalledûn(e)

18. Bi-ekvâbin ve ebârîka vekesin min ma’în(in)

19. Lâ yusadde’ûne ‘anhâ velâ yunzifûn(e)

20. Ve fâkihetin mimmâ yeteḣayyerûn(e)

21. Ve lahmi tayrin mimmâ yeştehûn(e)

22. Ve hûrun ‘în(un)

23. Ke-emśâli-llului-lmeknûn(i)

24. Cezâen bimâ kânû ya’melûn(e)

25. Lâ yesme’ûne fîhâ laġven velâ teśîmâ(n)

26. İllâ kîlen selâmen selâmâ(n)

27. Ve ashâbu-lyemîni mâ ashâbu-lyemîn(i)

28. Fî sidrin maḣdûd(in)

29. Ve talhin mendûd(in)

30. Ve zillin memdûd(in)

31. Ve mâ-in meskûb(in)

32. Ve fâkihetin keśîra(tin)

33. Lâ maktû’atin velâ memnû’a(tin)

34. Ve furuşin merfû’a(tin)

35. İnnâ enşenâhunne inşâ-â(n)

36. Fece’alnâhunne ebkârâ(n)

37. ‘Uruben etrâbâ(n)

38. Li-ashâbi-lyemîn(i)

39. Śulletun mine-l-evvelîn(e)

40. Ve śulletun mine-l-âḣirîn(e)

41. Ve ashâbu-şşimâli mâ ashâbu-şşimâl(i)

42. Fî semûmin ve hamîm(in)

43. Ve zillin min yahmûm(in)

44. Lâ bâridin velâ kerîm(in)

45. İnnehum kânû kable żâlike mutrafîn(e)

46. Ve kânû yusirrûne ‘alâ-lhinśi-l’azîm(i)

47. Ve kânû yekûlûne e-iżâ mitnâ ve kunnâ turâben ve ‘izâmen e-innâ lemeb’ûśûn(e)

48. Eve âbâunâ-l-evvelûn(e)

49. Kul inne-l-evvelîne vel-âḣirîn(e)

50. Lemecmû’ûne ilâ mîkâti yevmin ma’lûm(in)

51. Śumme innekum eyyuhâ-ddâllûne-lmukeżżibûn(e)

52. Leâkilûne min şecerin min zakkûm(in)

53. Femâli-ûne minhâ-lbutûn(e)

54. Feşâribûne ‘aleyhi mine-lhamîm(i)

55. Feşâribûne şurbe-lhîm(i)

56. Hâżâ nuzuluhum yevme-ddîn(i)

57. Nahnu ḣalaknâkum felevlâ tusaddikûn(e)

58. Eferaeytum mâ tumnûn(e)

59. E-entum taḣlukûnehu em nahnu-lḣâlikûn(e)

60. Nahnu kaddernâ beynekumu-lmevte vemâ nahnu bimesbûkîn(e)

61. ‘Alâ en nubeddile emśâlekum ve nunşi-ekum fî mâ lâ ta’lemûn(e)

62. Ve lekad ‘alimtumu-nneş-ete-l-ûlâ felevlâ teżekkerûn(e)

63. Eferaeytum mâ tahruśûn(e)

64. E-entum tezra’ûnehu em nahnu-zzâri’ûn(e)

65. Lev neşâu lece’alnâhu hutâmen fezaltum tefekkehûn(e)

66. İnnâ lemuġramûn(e)

67. Bel nahnu mahrûmûn(e)

68. Eferaeytumu-lmâe-lleżî teşrabûn(e)

69. E-entum enzeltumûhu mine-lmuzni em nahnu-lmunzilûn(e)

70. Lev neşâu ce’alnâhu ucâcen felevlâ teşkurûn(e)

71. Eferaeytumu-nnâra-lletî tûrûn(e)

72. E-entum enşetum şeceratehâ em nahnu-lmunşi-ûn(e)

73. Nahnu ce’alnâhâ teżkiraten ve metâ’an lilmukvîn(e)

74. Fesebbih bismi rabbike-l’azîm(i)

75. Felâ uksimu bimevâki’i-nnucûm(i)

76. Ve-innehu lekasemun lev ta’lemûne ‘azîm(un)

77. İnnehu lekur-ânun kerîm(un)

78. Fî kitâbin meknûn(in)

79. Lâ yemessuhu illâ-lmutahherûn(e)

80. Tenzîlun min rabbi-l’âlemîn(e)

81. Efebihâżâ-lhadîśi entum mudhinûn(e)

82. Ve tec’alûne rizkakum ennekum tukeżżibûn(e)

83. Felevlâ iżâ belaġati-lhulkûm(e)

84. Ve entum hîne-iżin tenzurûn(e)

85. Ve nahnu akrabu ileyhi minkum velâkin lâ tubsirûn(e)

86. Felevlâ in kuntum ġayra medînîn(e)

87. Terci’ûnehâ in kuntum sâdikîn(e)

88. Fe-emmâ in kâne mine-lmukarrabîn(e)

89. Feravhun ve rayhânun ve cennetu na’îm(in)

90. Ve emmâ in kâne min ashâbi-lyemîn(i)

91. Feselâmun leke min ashâbi-lyemîn(i)

92. Ve emmâ in kâne mine-lmukeżżibîne-ddâllîn(e)

93. Fenuzulun min hamîm(in)

94. Ve tasliyetu cahîm(in)

95. İnne hâżâ lehuve hakku-lyakîn(i)

96. Fesebbih bismi rabbike-l’azîm(i)

Vakıa Suresi

Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Türkçe Anlamı

Bismillâhirrahmânirrahîm

1. Kıyamet koptuğu zaman.

2. Onun vukuunu yalanlayacak hiç kimse yoktur.

3. O alçaltıcı, yükselticidir.

4. Yer şiddetle sarsıldığı zaman!

5. Dağlar parçalandığı zaman!

6. Dağılıp toz duman haline geldiği zaman!

7. Ve sizler üç sınıf olduğunuz zaman!

8. Sağın adamları, ne uğurludurlar onlar!

9. Solun adamları, ne uğursuzdurlar onlar!

10. Hayır yarışlarında tâ öne geçip kazananlar.

11. İşte onlar (Allah’a en çok) yaklaştırılmış olanlardır.

12. Naîm cennetindedirler.

13. Onların büyük bir kısmı eski ümmetlerdendir.

14. Bir kısmı da sonrakilerdendir.

15. Altın ve mücevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

16. Onların üzerine karşılıklı olarak yaslanırlar.

17. Etraflarında ölümsüz gençler dolaşır.

18. Akıp giden şarap kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.

19. Bu şaraptan ne başları ağrıtılır ne de akılları giderilir.

20. Beğendikleri meyveler.

21. Canlarının çektiği kuş etleri.

22. Onlar için ceylan gözlü huriler vardır.

23. Gün görmemiş inciler gibi.

24. İşledikleri amellerine karşılık olarak.

25. Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar.

26. Sadece selâma karşılık selâm sözü işitirler.

27. Defterleri sağdan verilenler, ne mutlu o sağcılara!

28. Onlar dikensiz kirazlar,

29. Salkımları sarkmış muz ağaçları,

30. Uzamış gölgeler altındadırlar.

31. Çağlayarak akan sular kenarlarındadırlar.

32. Bol meyveler arasında,

33. Bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen.

34. Ve yüksek döşekler üzerindedirler.

35. Biz onları (cennete giren kadınları) yepyeni bir yaratılışla yaratmışızdır.

36. Böylece onları hep bakire kızlar yapmışızdır.

37. Eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta nâzeninler kılmışızdır.

38. Bütün bunlar Ashab-ı yemin (sağcılar) içindir.

39. Onların bir çoğu önceki ümmetlerdendir.

40. Bir çoğu da sonrakilerdendir.

41. Amel defterleri soldan verilenler! Onlar ne uğursuzdurlar!

42. İnsanın içine işleyen ateşin alevi ve kaynar su içindedirler.

43. Onlar kapkara dumandan bir gölge altındadırlar.

44. Ki ne serindir, ne de hoş!

45. Çünkü onlar bundan önce (dünyada iken) varlık içinde şımartılmışlardı.

46. Büyük günah işlemekte direnir dururlardı.

47. Ve diyorlardı ki: “Öldüğümüzde, toprak ve kemik yığını olduğumuzda mı, biz mi tekrar dirileceğiz?”

48. “Önce gelip geçmiş atalarımız da mı?”

49. De ki: “Hem öncekiler, hem sonrakiler.”

50. “Bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.”

51. Sonra siz ey sapıklar, yalanlayıcılar!

52. Doğrusu siz zakkum ağacından yiyeceksiniz.

53. Karınlarınızı onunla doyuracaksınız.

54. Üzerine de kaynar su içeceksiniz.

55. Hem de susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz.

56. Ceza gününde işte onlar böyle ağırlanacaklardır.

57. Ey inkâr edenler! Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz?

58. Gördünüz mü (rahimlere) akıttığınız meniyi?

59. Onu (siz mi düzgün bir insan sûretine getirip) yaratıyorsunuz, yoksa yaratanlar biz miyiz?

60. Aranızda ölümü takdir eden biziz ve biz önüne geçilebileceklerden değiliz.

61. Sizi ortadan kaldırıp da sizin yerinize benzerlerinizi getirmeye ve sizi bilmeyeceğiniz bir biçimde yaratmaya da gücümüz yeter.

62. Her halde ilk yaratılışınızı bilirsiniz, (fakat tekrar yaratılacağınızı) düşünmeli değil misiniz?

63. Şimdi bana ekmekte olduğunuz (tohum işini) haber verin!

64. Onu yerden siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitirenler biz miyiz?

65. Eğer isteseydik onu (o ekini tohumsuz) bir ot kırıntısı yapardık da siz şaşakalırdınız.

66. (O zaman şöyle derdiniz): “Doğrusu biz çok zarara uğratıldık.”

67. “Hatta umduğumuzdan mahrum kaldık.”

68. İçmekte olduğunuz suyu da söyleyin bana!

69. Onu buluttan indiren siz misiniz, yoksa indirenler biz miyiz?

70. Eğer dileseydik, onu (içilmeyecek) tuzlu bir su yapardık. Hâlâ şükretmez misiniz?

71. Söyleyin şimdi bana, çakmakta olduğunuz ateşi!

72. Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa biz miyiz yaratan?

73. Biz onu bir ibret ve çöl yolcuları için bir fayda yaptık.

74. Çok büyük olan Rabbinin adını tesbih et!

75. Hayır! Yıldızların yerleri üzerine andolsun ki!

76. Bu, eğer bilirseniz, gerçekten büyük bir yemindir.

77. Muhakkak ki o, elbette çok şerefli bir Kur’an’dır.

78. Koruma altında olan bir kitaptadır.

79. Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.

80. Âlemlerin Rabbinden indirilmiştir.

81. Şimdi siz bu sözü mü küçümsüyorsunuz?

82. Rızkınıza karşılık şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz?

83. Can boğaza dayandığında,

84. Siz (o can çekişen kimseye) bakar durursunuz.

85. Biz ona sizden yakınız, fakat siz görmezsiniz.

86. Eğer siz hesap ve ceza görmeyecekseniz,

87. Onu (çıkmak üzere olan canı) geri çevirsenize! İddiânızda doğru sözlü iseniz.

88. O (ölen kişi Allah’a) yaklaştırılanlardan ise,

89. Ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti var.

90. Eğer sağcılardan ise,

91. “Ey sağcı! Sağcılardan sana selâm!” denir.

92. Amma yalanlayıcı sapıklardan ise,

93. İşte ona kaynar sudan bir ziyafet,

94. Ve cehenneme atılma vardır.

95. Kesin gerçek budur işte.

96. Çok büyük olan Rabbinin adını tesbih et!

Vakıa Suresi

Vakıa Suresi

Diyanet

Bir yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir