Duhan Suresi

49. Duhan Suresi

Duhan Suresi

Duhan Suresi

Kur’an-ı Kerim’de yer alan kırk dokuzuncu suredir. Mekke devrinin sonlarına doğru nazil olmuştur. Duhan Suresi, 59 ayetten oluşurken, adını onuncu ayette geçen ‘’Duhan’’ kelimesinden almıştır. Duhan kelime olarak ‘’duman’’ anlamını taşımaktadır. Duhan Suresi fazileti hakkında bazı hadis kaynaklarında önemli bilgiler yer alır.

Duhan Suresi

duhan
49. Duhan Suresi 7

Duhan Suresi

DUHAN SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

1. Ha mım


2. Vel kitabil mübiyn


3. İnna enzelnahü fı leyletim mübaraketin inna künna münzirın


4. Fıha yüfraku küllü emrin hakiym


5. Emram min ındina inna künna mürsiliyn


6. Rahmeten mir rabbik innehu hüves semiy’ul aliym


7. Rabbis semavati vel erdı ve ma beynehüma in küntüm mukıniyn


8. La ilahe illa hüve yuhyı ve yümiyt rabbüküm ve rabbü abaikümül evveliyn


9. Bel hüm fı şekkiy yel’abun


10. Fertekıb yevme te’tis semaü bi dühanim mübiyn


11. Yağşen nas haza azabün eliym


12. Rabbenekşif annel azabe inna mü’minun


13. Enna lehümüz zikra ve kad caehüm rasulüm mübiyn


14. Sümme tevellev anhü ve kalu muallemüm mecnun


15. İnna kaşifül azib kaliylen inneküm aidun


16. Yevme nebtışül batşetel kübra inna müntekımun


17. Ve le kad fetenna kablehüm kavme fir’avne ve caehüm rasulün keriym


18. En eddu ileyye ıbadellah inni leküm rasulün emiyn


19. Ve el la ta’lu alellah innı atıküm bi sültanim mübiyn


20. Ve innı uztü bi rabbı ve rabbiküm en tercumun


21. Ve il lem tü’minu lı fa’tezilun


22. Fe dea rabbehu enne haülai kavmüm mücrimun


23. Fe esri bi ıbadı leylen inneküm müttebeun


24. Vetrukil bahra rahva innehüm cündüm muğrakun


25. Kem teraku min cennativ ve uyun


26. Ve züruıv ve mekamin keriym


27. Ve na’metin kanu fiyha fakihiyn


28. Kezalike ve evrasnaha kavmen ahariyn


29. Fema beket aleyhimüs semaü vel erdu vema kanu münzariyn


30. Ve le kad necceyna benı israiyle minel azabil mühiyn


31. Min fir’avn innehu kane aliyem minel müsrifiyn


32. Ve lekadıhternahüm ala ılmin alel alemiyn


33. Ve ateynahüm minel ayati ma fıhi belaüm mübiyn


34. İnne haülai le yekülün


35. İn hiye illa mevtetünel ula ve ma nahnü bi münşeriyn


36. Fe’tu bi abaina in küntüm sadikıyn


37. E hüm hayrun em kamü tübbeıv vellezıne min kablihim ehleknahüm innehüm kanu mücrimiyn


38. Ve ma halaknes semavati vel erda ve ma beynehüma laıbiyn


39. Ma halaknahüma illa bil hakkı ve lakinne ekserahüm la ya’lemun


40. İnne yevmel fasli mıkatühüm ecmeıyn


41. Yevme la yuğni mevlen ammevlen şey’ev ve la hüm yünsarun


42. İlla mer rahımellah innehu hüvel aziyzür rahıym


43. İnne şeceratez zekkum


44. Taamül esiym


45. Kel mühl yağlı fil bütun


46. Ke ğalyil hamiym


47. Huzuhü fa’tiluhü ila sevail cehıym


48. Sümme subbu fevka ra’sihı min azabil hamiym


49. Zuk inneke entel aziyzül keriym


50. İnne haza ma küntüm bihı temterun


51. İnnel müttekıyne fı mekamin emiyn


52. Fi cennativ ve uyun


53. Yelbesune min sündüsiv ve istebrakım mütekabiliyn


54. Kezali ve zevvecnahüm bi hurin ıyn


55. Yed’une fiha bi külli fakihetin aminiyn


56. La yezukune fiyhel mevte illel mevtetel ula ve vekahüm azabel cehıym


57. Fadlem mir rabbik zalike hüvel fevzül azıym


58. Fe innema yessernahü bi lisanike leallehüm yetezekkerun


59. Fertekıb innehüm mirtek

DUHA SURESİ TÜRKÇE ANLAMI

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

1. Hâ Mîm.(1)

(1) Bu harflerle ilgili olarak Bakara sûresinin ilk âyetinin dipnotuna bakınız.

2,3. Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, biz onu mübarek bir gecede(2) indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız.

(2) İslâm bilginlerinin çoğunluğuna göre, âyette sözü edilen mübarek gece Kadir Gecesi’dir. Çünkü Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başladığı gecenin Kadir Gecesi olduğu Bakara sûresinin 185. âyetinde işaret yoluyla ve Kadir sûresinin 1. âyetinde açıkça belirtilmiştir.

4,5,6,7. Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Eğer kesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler göndermekteyiz. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

8. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Yaşatır, öldürür. O, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.

9. Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.

10. Göğün açık bir duman(3) getireceği günü bekle.

(3) Tefsir bilginlerinin çoğunluğu, bu dumanın, kıyametin alametlerinden biri olarak göğü kaplayacak olan duman olduğunu ifade etmişlerdir.

11. (O duman) insanları bürür. Bu, elem dolu bir azaptır.

12. İnsanlar, “Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz” derler.

13. Nerede onlarda öğüt almak?! Oysa kendilerine (gerçeği) açıklayan bir peygamber gelmişti.

14. Sonra ondan yüz çevirdiler ve “Bu bir öğretilmiş, bu bir deli!” dediler.

15. Biz bu azabı kısa bir süre kaldıracağız, siz de yine eski hâlinize döneceksiniz.

16. Onları o en şiddetli yakalayışla yakalayacağımız günü hatırla. Şüphesiz biz öcümüzü alırız.

17. Andolsun, onlardan önce Firavun kavmini sınamıştık. Onlara değerli bir peygamber (Mûsâ) gelmişti.

18. O, şöyle demişti: “Allah’ın kullarını (esaret altındaki İsrailoğullarını) bana teslim edin. Çünkü ben güvenilir bir peygamberim.”

19. “Allah’a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil (mucize) getiriyorum.”

20. “Şüphesiz ki ben, beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığındım.”

21. “Bana inanmadınızsa benden uzak durun.”

22. Sonra Mûsâ, Rabbine, “Bunlar günahkâr bir toplumdur” diye seslendi.

23. Allah da şöyle dedi: “O hâlde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz.”

24. “Denizi açık hâlde bırak.”(4) Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.

(4) Şu’arâ sûresi, âyet, 63 ve Tâ-Hâ sûresi, âyet, 77’de de ifade edildiği üzere Hz. Mûsâ, Allah’ın emri üzerine asasıyla denize vurmuş ve böylece geçecekleri uygun bir yol açılmıştı. Bu âyette Hz. Mûsâ’ya, karşıya geçtikten sonra açılan bu yolu kapatmaması emredilmektedir. Çünkü onları takip eden Firavun ve arkadaşları bu yola girecek ve denizin kapanmasıyla boğulacaklardır.

25. Onlar geride nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar.

26. Nice ekinler, nice güzel konaklar!

27. Zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler!

28. İşte böyle! Onları başka bir topluma miras bıraktık.

29. Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.

30,31. Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi.

32. Andolsun, onları, bir bilgi üzerine (dönemlerinde) âlemlere üstün kıldık.

33. Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan mûcizeler verdik.

34,35. Bunlar (müşrikler) diyorlar ki: “İlk ölümümüzden başka bir ölüm yoktur. Biz diriltilecek değiliz.”

36. “Eğer doğru söyleyenler iseniz atalarımızı getirin.”

37. Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba'(5) kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onları helâk ettik. Çünkü onlar suçlu kimselerdi.

(5) “Tübba”, Yemen hükümdarlarına verilen addır.

38. Biz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, eğlenmek için yaratmadık.

39. Biz onları ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık. Ama onların çoğu bilmiyorlar.

40. Şüphesiz, hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı zamandır.

41. O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım da edilmez.

42. Yalnız, Allah’ın yardım ettiği kimseler bunların dışındadır. Şüphesiz O, mutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir.

43,44. Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir.

45,46. O, maden eriyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar.

47. (Allah, görevli meleklere şöyle der:) “Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin.”

48. “Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün.”

49. (Deyin ki:) “Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?”

50. “İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir!”

51. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise güvenli bir yerdedirler.

52. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.

53. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinerek karşılıklı otururlar.

54. İşte böyleca onları iri siyah gözlü hurilerle evlendirmişizdir.

55. Orada güven içinde her türlü meyveyi isterler.

56. Orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Allah, onları cehennem azabından korumuştur.

57. Bunlar, Rabbinden bir lütuf olarak verilmiştir. İşte bu büyük başarıdır.

58. (Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur’an’ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.

59. Artık sen (onların başına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.

Diyanet

More Reading

Post navigation

Leave a Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir